Zi̇hi̇nsel Engelli̇ Hastaya Nasıl Vasi̇ Tayi̇n Edi̇li̇r? | Akdemi̇r Hukuk
Buradasınız: Anasayfa / Blog
Zihinsel Engelli Hastaya Nasıl Vasi Tayin Edilir? | Akdemir Hukuk
Zihinsel Engelli Hastaya Nasıl Vasi Tayin Edilir? | Akdemir Hukuk

Zihinsel Engelli Hastaya Vasi Tayini

Zihinsel engellilik nedeniyle kendi işlerini yürütemeyen, günlük yaşamında sürekli desteğe ihtiyaç duyan veya karar alma yeteneği sınırlı olan bireylerin hukuki açıdan korunması büyük önem taşımaktadır. Bu koruma mekanizmasının en temel ayağını ise vasi tayini süreci oluşturmaktadır. Zihinsel engelli bir bireyin haklarının gözetilmesi, mal varlığının korunması ve günlük yaşamında gerekli kararların alınabilmesi için vasinin atanması hukuki bir zorunluluk haline gelmektedir.

Türk hukuk sisteminde zihinsel engelli hastaya vasi tayini, sadece bir formalite değil, aynı zamanda bireyin temel haklarının korunmasını sağlayan önemli bir kurumdur. Vasi, zihinsel engelli bireyin adına hareket eden, onun menfaatlerini gözeten ve hukuki işlemlerinde onu temsil eden kişidir. Bu süreç, hem zihinsel engelli bireyin kişilik haklarını hem de ekonomik çıkarlarını koruma altına alır.

Bu makalede, zihinsel engelli bir kişiye vasi atanması sürecinin tüm detaylarını, yasal şartlarını, mahkeme sürecini, vasinin görev ve yetkilerini kapsamlı bir şekilde ele alacağız. 

 

Zihinsel Engellilik ve Vesayet Nedir?

Zihinsel Engellilik Tanımı

Zihinsel engellilik, hem tıbbi hem de hukuki boyutları olan kapsamlı bir kavramdır. Tıbbi açıdan bakıldığında, zihinsel engellilik bireyin bilişsel işlevlerinde önemli ölçüde sınırlamalar olması ve bu durumun günlük yaşam becerilerini etkilemesi şeklinde tanımlanabilir. Hukuki açıdan ise, Türk Medeni Kanunu'nda akıl hastalığı veya akıl zayıflığı kavramları altında ele alınmaktadır.

Akıl hastalığı ve akıl zayıflığı arasında önemli bir ayrım bulunmaktadır. Akıl hastalığı, sonradan ortaya çıkan ve kişinin zihinsel yeteneklerini etkileyen hastalıklardır. Buna karşılık akıl zayıflığı, doğuştan veya erken yaşlarda meydana gelen ve kişinin zihinsel gelişiminin yaşıtlarına göre geride kalması durumudur. Her iki durum da zihinsel engelli bir bireye vasi tayinini gerektirebilir.

Zihinsel engellilik kavramı içerisinde değerlendirilmesi gereken en önemli husus, kişinin karar verme yeteneğinin ne ölçüde etkilendiğidir. Bazı zihinsel engelli bireyler günlük basit işlerini yürütebilirken, mali konularda veya önemli hukuki işlemlerde karar verme konusunda yetersiz kalabilirler. İşte bu noktada vesayet kurumu devreye girerek, bireyin korunması ve desteklenmesini sağlar.

Günümüzde zihinsel engellilik spektrumu oldukça geniştir. Mental retardasyon, otizm spektrum bozukluğu, şizofreni, bipolar bozukluk, demans ve benzeri durumlar zihinsel engellilik kapsamında değerlendirilebilir. Ancak her zihinsel hastalık veya engellilik durumu, otomatik olarak vasi atanmasını gerektirmez. Kişinin fiilen işlerini görememe durumunda olması ve sürekli yardıma ihtiyaç duyması gerekir.

 

Vesayet Kavramı ve Yasal Dayanağı

Vesayet, Türk Medeni Kanunu'nun 396. ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olan bir hukuk kurumudur. En genel tanımıyla vesayet, kendi işlerini göremeyecek durumda olan kişilerin devlet tarafından korunmasını, işlerinin denetim altında olmak koşuluyla tayin edilen organlar tarafından yapılmasını sağlayan bir sistemdir.

Türk Medeni Kanunu'nda vesayet düzenlemesi oldukça detaylı bir şekilde ele alınmıştır. Kanun, hangi durumlarda vesayet altına alınma gerektiğini, vesayet organlarının kimler olduğunu, vasinin nasıl atanacağını, görev ve yetkilerinin neler olduğunu açık bir şekilde belirtmiştir. Bu düzenlemeler sayesinde zihinsel engelli hastaların vasi ihtiyacı yasal güvence altına alınmıştır.

Vesayetin temel amacı, kendi haklarını koruyamayacak durumda olan bireylerin hem kişilik haklarının hem de mal varlıklarının korunmasıdır. Vesayet altına alınan kişi, hukuki işlem yapma ehliyetini kaybetmez, ancak bu ehliyetin kullanımı belirli sınırlamalara tabi olur. Vasinin görevi, vesayet altındaki kişinin menfaatlerini en iyi şekilde korumak ve onu temsil etmektir.

Vasi ile vesayet altındaki kişi arasındaki ilişki, güvene dayalı özel bir ilişkidir. Vasi, kanunun çizdiği sınırlar içinde ve vesayet makamının (Sulh Hukuk Mahkemesi) denetimi altında hareket eder. Bu ilişkide temel ilke, vesayet altındaki kişinin yararının her şeyin üstünde tutulmasıdır. Vasi, aldığı her kararda, yaptığı her işlemde zihinsel engelli bireyin fiziksel, duygusal ve ekonomik menfaatlerini gözetmek zorundadır.

Vesayet sistemi, sadece koruyucu bir mekanizma değil, aynı zamanda destekleyici bir sistemdir. Modern hukuk anlayışı, zihinsel engelli bireylerin mümkün olduğunca bağımsız yaşamalarını ve kendi kararlarını almalarını teşvik etmektedir. Bu nedenle, vesayet kararları verilirken, kişinin kalan kapasitesi göz önünde bulundurulmalı ve gereksiz kısıtlamalardan kaçınılmalıdır.

 

Zihinsel Engelli Hastaya Vasi Tayini Şartları

Yasal Şartlar (TMK m. 405)

Türk Medeni Kanunu'nun 405. maddesi, akıl hastalığı veya akıl zayıflığı sebebiyle vesayet altına alınma şartlarını açıkça belirtmektedir. Bu maddeye göre, zihinsel engelli bir kişiye vasi atanabilmesi için belirli koşulların bir arada bulunması gerekmektedir.

İlk ve en temel şart, kişide akıl hastalığı veya akıl zayıflığının bulunmasıdır. Bu durum, kişinin zihinsel yeteneklerini önemli ölçüde etkileyen ve günlük yaşam aktivitelerini yerine getirmesini engelleyen bir hal olmalıdır. Sadece hafif bir zihinsel yetersizlik veya geçici bir psikolojik rahatsızlık, vasi tayinini gerektirecek düzeyde olmayabilir.

İkinci önemli şart, kişinin işlerini görememesidir. Burada kastEdilen, kişinin hukuki işlemlerini yapmada, malvarlığını yönetmede veya günlük ihtiyaçlarını karşılamada yetersiz kalmasıdır. Örneğin, zihinsel engelli bir birey basit alışverişler yapabilse bile, taşınmaz alım-satımı gibi önemli işlemlerde karar verme yeteneğinden yoksun olabilir.

Üçüncü şart ise, kişinin korunması ve bakımı için sürekli yardıma ihtiyaç duymasıdır. Bu, kişinin başkasının desteği olmadan yaşamını sürdüremeyeceği anlamına gelir. Sadece fiziksel bakıma değil, aynı zamanda hukuki ve mali konularda da sürekli desteğe ihtiyacı vardır. Bu durumda zihinsel engelli hastanın vasi gereksimi ortaya çıkmaktadır.

Dördüncü şart, kanunda biraz farklı bir boyut eklemektedir: kişinin başkalarının güvenliğini tehlikeye sokması. Bazı zihinsel hastalıklar, kişinin kendisine veya çevresindeki insanlara zarar verme riski taşıyabilir. Bu durumda, hem kişinin kendi korunması hem de toplumun güvenliği açısından vesayet altına alınması gerekebilir.

Bu şartların tamamının birlikte bulunması gerekmez. Kanun "veya" bağlacını kullanarak, bu durumlardan herhangi birinin varlığının vasi atanması için yeterli olduğunu belirtmiştir. Ancak uygulamada mahkemeler, kapsamlı bir değerlendirme yaparak kişinin genel durumunu ele almaktadır.

 

Resmi Sağlık Kurulu Raporu Zorunluluğu

Zihinsel engelli bir kişiye vasi atanması sürecinde en kritik belgelerden biri, resmi sağlık kurulu raporudur. Türk Medeni Kanunu'nun 409. maddesi, akıl hastalığı veya akıl zayıflığı sebebiyle kısıtlamaya ancak resmi sağlık kurulu raporu üzerine karar verilebileceğini açıkça belirtmektedir.

Resmi sağlık kurulu raporu, yetkili sağlık kuruluşları tarafından düzenlenir. Bu yetkiye sahip kurumlar genellikle Adli Tıp Kurumu ve devlet hastanelerinin psikiyatri bölümlerinde oluşturulan sağlık kurullarıdır. Özel hastanelerden alınan raporlar, resmi sağlık kurulu raporu niteliğinde kabul edilmez.

Rapor alma süreci, mahkemenin ilgili sağlık kuruluşuna yazı yazması ile başlar. Kişi, belirlenen tarihte sağlık kuruluşuna giderek psikiyatrik muayeneye tabi tutulur. Bu muayene sırasında, kişinin zihinsel durumu, karar verme kapasitesi, günlük yaşam becerileri ve sosyal işlevselliği değerlendirilir. Gerektiğinde psikolojik testler de uygulanabilir.

Resmi sağlık kurulu raporunda bulunması gereken bilgiler oldukça kapsamlıdır. Raporda, kişinin tanısı, hastalığının niteliği ve derecesi, iyileşme olasılığı, işlerini görüp göremeyeceği, sürekli bakıma ihtiyaç duyup duymadığı ve vasi atanmasının gerekli olup olmadığı hususlarında açık ifadeler yer almalıdır. Raporun net ve anlaşılır olması, mahkemenin karar vermesini kolaylaştırır.

Raporun geçerlilik süresi konusunda kanunda açık bir düzenleme yoktur. Ancak uygulamada, rapor tarihinin çok eski olmaması beklenir. Özellikle kişinin durumunda değişiklik olabileceği durumlarda, mahkeme yeni rapor isteyebilir. Genellikle, dava açıldığı tarihten altı ay öncesine kadar alınan raporlar kabul edilmektedir.

Önemli bir husus, raporun sadece zihinsel durumu tespit etmekle kalmayıp, aynı zamanda vesayete ihtiyaç olup olmadığını da değerlendirmesidir. Bazı durumlarda, rapor kısmi kısıtlama veya kayyım tayini önerebilir. Bu durumda mahkeme, tam vesayet yerine sınırlı koruma tedbirleri alabilir.

 

Engelli Raporu ile Vasi Tayini İlişkisi

Zihinsel engelli bireylerin ailelerinin sıklıkla karşılaştığı sorulardan biri, engelli sağlık kurulu raporunun vasi tayini için yeterli olup olmadığıdır. Bu konuda net bir ayrım yapmak gerekmektedir.

Engelli sağlık kurulu raporu, kişinin engel durumunu ve oranını tespit etmek, sosyal haklar açısından engelli olup olmadığını belirlemek amacıyla düzenlenir. Bu rapor, özürlü kimlik kartı alınması, vergi muafiyeti, sosyal yardımlar ve benzeri hakların kullanılması için gereklidir. Ancak bu rapor, doğrudan vasi atanması için yeterli değildir.

Zihinsel engelli hastaya vasi atanması için mutlaka resmi sağlık kurulu raporu gereklidir. Engelli sağlık kurulu raporu ile resmi sağlık kurulu raporu farklı amaçlara hizmet eder. Engelli raporu, kişinin sosyal haklarını belirlerken; resmi sağlık kurulu raporu, hukuki ehliyetini ve vesayete ihtiyaç durumunu tespit eder.

Bununla birlikte, engellilik oranının vasi tayini sürecinde dolaylı bir önemi vardır. Özellikle %80 ve üzeri zihinsel engellilik oranına sahip bireylerde, genellikle karar verme ehliyetinin de kısıtlı olduğu kabul edilir. Ancak bu, otomatik bir sonuç değildir; mahkeme, her somut olayı ayrı ayrı değerlendirmelidir.

Karar verme ehliyetinin değerlendirilmesi, sadece engellilik oranına bakılarak yapılamaz. Kişinin fiilen işlerini görüp göremediği, günlük yaşamda bağımsız hareket edip edemediği, mali konuları anlayıp anlayamadığı ve hukuki işlemlerin sonuçlarını kavrayıp kavrayamadığı gibi kriterler dikkate alınır.

Uygulamada bazı mahkemeler, mevcut engelli raporunu göz önünde bulundurarak ve bunun üzerine ek psikiyatrik değerlendirme isteyerek süreç işletmektedir. Eğer engelli raporu yeni ve detaylı ise, mahkeme bunu resmi sağlık kurulu raporuna dönüştürebilir veya ek bilgi talep edebilir. Ancak en güvenilir yol, baştan resmi sağlık kurulu raporu almaktır.

Sonuç olarak, zihinsel engelli bir bireyin vasi ihtiyacı için engelli raporu tek başına yeterli olmasa da, sürecin hızlanması ve mahkemenin bilgilendirilmesi açısından faydalı bir belgedir. Özellikle engelli raporunda zihinsel kapasite kaybı açıkça belirtilmişse, bu durum vasi tayini kararını destekleyici bir unsur olacaktır.

 

Vasi Tayini Davası Süreci

Yetkili ve Görevli Mahkeme

Zihinsel engelli bir hastaya vasi tayini için açılacak davada, yetkili ve görevli mahkemenin doğru belirlenmesi sürecin başarıyla sonuçlanması açısından kritik öneme sahiptir. Türk Medeni Kanunu, bu konuda açık hükümler içermektedir.

Görevli mahkeme, vesayet işlerinde Sulh Hukuk Mahkemesidir. Sulh Hukuk Mahkemesi, aynı zamanda vesayet makamı olarak da adlandırılır. Tüm vesayet işlemleri, kısıtlama kararları ve vasi atamaları bu mahkeme tarafından gerçekleştirilir. Aile Mahkemesi veya başka bir mahkeme, vasi atama yetkisine sahip değildir.

Yetkili mahkeme ise, yerleşim yeri esasına göre belirlenir. Türk Medeni Kanunu'nun 411. maddesine göre, vesayet işlerinde yetki küçüğün veya kısıtlının yerleşim yerindeki vesayet dairelerine aittir. Bu durumda, zihinsel engelli hastanın fiilen ikamet ettiği yerin Sulh Hukuk Mahkemesi yetkilidir.

Yerleşim yeri kavramı, nüfusa kayıtlı olunan yer değil, fiilen oturulan yerdir. Örneğin, zihinsel engelli bir birey nüfusta İstanbul'a kayıtlı olsa bile Ankara'da bir bakım evinde kalıyorsa, yetkili mahkeme Ankara Sulh Hukuk Mahkemesidir. Bu husus, yetki itirazlarını önlemek açısından önemlidir.

Bazı özel durumlarda yetki kurallarında değişiklik olabilir. Eğer zihinsel engelli birey cezaevinde hükümlü ise, yerleşim yeri olarak mahkumiyetten önceki son adresi dikkate alınır. Ayrıca, kişinin yerleşim yerinin değişmesi halinde yetki de değişir, ancak bunun için vesayet makamının izni gerekir.

Yetki ve görev kurallarına uyulmaması halinde, mahkeme kendiliğinden veya taraf itirazı üzerine görevsizlik veya yetkisizlik kararı verir. Bu durumda dava dosyası, yetkili ve görevli mahkemeye gönderilir. Bu süreç, dava süresini uzatacağından, başvuru öncesinde doğru mahkemeye başvurulması önem taşır.

 

Dava Açma Hakkı Olanlar

Zihinsel engelli bir kişi için vasi tayini davası, kanunda belirtilen kişiler ve kurumlar tarafından açılabilir. Bu düzenleme, zihinsel engelli bireyin korunmasız kalmamasını sağlamak amacıyla geniş tutulmuştur.

İlk olarak, yakınlar vasi tayini davası açma hakkına sahiptir. Türk Medeni Kanunu'nun 405. maddesi uyarınca, anne, baba, eş, çocuklar, kardeşler ve diğer yakın hısımlar bu davayı açabilir. Özellikle birinci ve ikinci derece kan hısımları ile eş, en sık başvuran kişilerdir. Bu kişilerin, zihinsel engelli bireyin durumunu en iyi bilenler olması nedeniyle, kanun koyucu onlara bu yetkiyi tanımıştır.

İkinci olarak, idari makamlar da vasi tayini için mahkemeye bildirimde bulunmakla yükümlüdür. Türk Medeni Kanunu'nun 405. maddesinin ikinci fıkrası, görevlerini yaparlarken vesayet altına alınmayı gerekli kılan bir durumun varlığını öğrenen idari makamların, bu durumu hemen yetkili vesayet makamına bildirmek zorunda olduklarını belirtir.

Noterler, vesayet işlemlerinde önemli bir bildirim görevine sahiptir. Bir noter, karşısına çıkan kişinin zihinsel yeterliliği konusunda şüphe duyarsa ve bu kişinin işlemlerini yapamayacak durumda olduğunu tespit ederse, durumu vesayet makamına bildirmelidir. Aynı şekilde mahkemeler de, başka bir dava sırasında böyle bir durumu tespit ederlerse bildirimde bulunur. (Noterden Vasi Tayin Edilebilir mi? adlı yazımızı okuyabilirsiniz.)

 

Kamu kurumları, özellikle Sosyal Hizmetler İl Müdürlükleri, hastaneler, bakım evleri ve eğitim kurumları da bildirim yükümlülüğü altındadır. Bu kurumlar, hizmet verdikleri zihinsel engelli bireylerin vasi ihtiyacını tespit ettiklerinde, ilgili Sulh Hukuk Mahkemesine durumu bildirmelidir.

Önemli bir husus, bildirim yükümlülüğünün yerine getirilmemesinin sonuçlarıdır. Kanun, bu yükümlülüğü açıkça düzenlemiş olmakla birlikte, ihlal halinde doğrudan bir yaptırım öngörmemektedir. Ancak bu durum, zihinsel engelli bireyin haklarının ihlali anlamına gelebileceğinden, görevliler hakkında idari soruşturma açılabilir.

Ayrıca belirtmek gerekir ki, zihinsel engelli kişinin kendisi de, eğer ayırt etme gücüne sahipse, kendi kısıtlanmasını talep edebilir. Türk Medeni Kanunu'nun 408. maddesi, bu hakkı tanımaktadır. Ancak uygulamada, zihinsel engellilik nedeniyle vasi atanması gereken durumlarda, kişinin bu talebi anlayıp değerlendirebilmesi zor olduğundan, genellikle yakınları tarafından dava açılmaktadır.

 

İlginizi Çekebilir:

Vasi Tayini için Gerekli Belgeler Nelerdir?

 

Akdemir Hukuk Bürosu

Daha detaylı bilgi almak ve hukuki danışmanlık için İstanbul Kartal/Soğanlık'ta bulunan Akdemir Hukuk Bürosu'nu ziyaret edebilir veya 0 505 589 86 36 numaralı telefondan iletişime geçebilirsiniz. Vesayet alanında uzman büromuz, sizlere hukuki destek sağlamaya hazırdır.

 

Avukat Muhammet Akdemir Kimdir?

  • Akdemir Hukuk Bürosu kurucumuz Muhammet Akdemir Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun olmuştur.
  • 2011 yılında Patent Vekili Ruhsatnamesi almıştır.
  • 2013 yılında Avukatlık Ruhsatnamesini almıştır.
  • Aynı yıl Iğdır Ticaret İl Müdürlüğünde Tüketici hakem heyetinde raportör olarak göreve başlamıştır.
  • 2014 Yılında Ticaret Bakanlığı merkez kadrosunda Avukat olarak atanmıştır.
  • 2 yıllık Kurum Avukatlığı görevinden sonra 2016 yılında Hakim Stajyer olarak İstanbul Anadolu Adliyesinde görev yapmıştır.
  • 2017 yılından beri serbest Avukatlık yapmaktadır.

 

 

Detaylı Bilgi İçin Hemen Bizi Arayın

WhatsApp İletişim

0 505 589 86 36